İsmet Özel

İsmet Özel Poems

Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak
ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım
kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar
kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak
onların yardımıyla dünyamıza acıdım.
...

Senin karanlığına kanat vuran yarasalar
başka bir göğe germişler kendilerini
yürekli savaşçılar olmuşlar
gemilerini yakmışlar ve silahlarını bilerken
kanlarına yansımış gece
...

Bizim ahşap evimizin kapısı Kastamonu'da
iki kanatlıydı. Biri
hep kapalı dururdu kanatların
ardında demir dayak.
...

Biz şehir ahalisi,kara şemsiyeliler!
Kapçıklar! Evraklılar! Örtü severler!
Çığlıklardan çadır yapmak şanı bizdedir
Bizimdir yerlere tükürülmeyen yerler
...

Gecenin dürüstlüğünden herkes kuşkulanır
korkulur o kuş yüklü iniltilerden
ve mor ağzını gecenin kumuna batıran ben
...

Benim adım insanların hizasına yazılmıştır.
Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.
...

Dudaklarından kalkarken boynun kurcalar beni
bir yanımı kara çıbanlara saldılar,ıslak
bir yanım hiç ayrılmamıştır,gümeçlerde saklıdır
ondan ki nefret içinde omzunu okşuyorum
...

Bak, ölüm güzü kiskaniyor
simdi issizdir onun sevimli kedisi
ve herkes onun el degmedik yerleri oldugunu saniyor.
uzayor defterine ugrayan kan lekesi
...

Hirliyim, böylece büyüyor baldirlarim ve boynumun öpülen yeri
iri bir kus kendini agartiyor koltukaltlarimda
geceyi hor görüyorum böylece gecenin bütün itligini
irkilip terliyerek bir erkek sesi olarak yatagimda
tanrim, Pekos Bil'im gözet beni
...

Ey sökülmüş cep!ey ıslak yorgan!
Ey bulduğu her bahaneyle çıngar çıkaran!
Yardım et! Yardım et!
Bana ilah mahvedecek
...

11.

Bırakın ince kavak seslerini şehrin içinde
paralar yaşlı kızların koynunda yatarken
bırakın köprülerin üstüne yağmur
ve basma perdelerden lânet bize.
...

Çocuk e harfine yaslanmış uyuyordu
sonra saçlarımız kapandı, denklerimiz bağlandı sonra
boyuna ateşler söndü dağlarda
bir yıldız boyuna söndü durdu
çocuk insan seslerine yaslanmış uyuyordu
...

1. Capriccio Alum
...

Ben halka bakinca gümüş tirnakli kisraklar
sirça kirpikli gelinler huylanir.
Ben halka bakinca terlenirim
yaslanirim tarlalarin gölgesine, tozuna
...

Sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
...

Kargasa. Anilacak günlerim olmadi mi benim? Ayaklarimin
korkusuzca çiçeklendigi, silahima yapisip sabahin serinligini
bekledigim, kuzey gemileriyle sagir oldugum günler, sepet ormeyi unuttugum günler olmadi mi?
...

17.

Ölüler beni serinliğe yakıştıramaz
çünkü hiç kimse çıkmak istemez bu mevsimden dışarı
çünkü bitkinliklerini günden saklar ekinler
ekinler çocukların en rahat uykuları
...

18.

Ölüler beni serinliğe yakıştıramaz
çünkü hiç kimse çıkmak istemez bu mevsimden dışarı
çünkü bitkinliklerini günden saklar ekinler
ekinler çocukların en rahat uykuları
...

Ağır ceza reisi duruşmaya girerken
safir bir göz yapışıyor kırmızı yakasına
kırmızı yakaları var yargıç cübbelerinin
Fransız ihtilalelinden kalma.
...

Donyağından yapılmış sabunların
ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır -
ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın
...

The Best Poem Of İsmet Özel

Içimden Su Zalim Süpheyi Kaldir Ya Sengel Ya Beni Oraya Aldir

Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak
ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım
kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar
kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak
onların yardımıyla dünyamıza acıdım.

Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran.
Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya
Benimse dar
çünkü dargın havsalamın
gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
sakın Styks sularının heyulası sanmayın
er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu,
biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz
öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz
ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak
ne ellerin hırsla yaban tutuşu
ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır
dev iştihasıyla bende kabaran aşkı
yetmez karşılamaya.
İnsanlar
hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
o ferah ve delişmen birçok alınlarda
betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim
şakaklarıma dayanınca güneş
can çekişen bir sansar edasıyla
uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum
kadınların sahiden doğurduğuna
toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
nicedir kavrayamam haller içinde halim
demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
duydum yağmurların gövdemden ağdığını.

Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan
sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları
bir harfin başlattığı yangın ile söndür
beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım
öyle mahzun
ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.

(1975)

İsmet Özel Comments

İsmet Özel Popularity

İsmet Özel Popularity

Close
Error Success