Ve gözüm eşyamda değil
Yoruldum maddemden
Ta ki dünya bitti
Köşk kurdum sakin oldum
...
Sabahtır
Alkışlar gecenin
Sıcak damları sükûn yapılarıyla
Aydınlatır bir ucundan
Kahvaltı sofrasında çay tasını
...
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor
Acıyı ve insanlığı çocuklar
Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları
Onların bilgileri getirdi
...
Bırakıyor ardından belalara beni
Tedbirim öldü gövdemin binası geçti
...
Sözün ve yolun baş çeşmesi ruhumun
Canım içre sevinç verir sözlerin
...
Dün kalabalıkta
Sevmekten yorulmaktayım
Yalpalayan bir sarhoş var
Şimşek vuruyor onu bir çırpıda
...
Korkuyu kapışır taşlar
karanlık kendine çekince perdeyi
göz hüzünle odayı kapar
el uyur ve akvaryumda balık
resmi çekilmiş nehir
...
Karışık bir iç deniz bunalımı
Zafersiz bir kalyonda
Ölümün her anki hatırasından uzak
insanı her halinden tanıyan
sakat bir ölü atlar alıcısı
...
Yetişip dizüstü düşebilsem eteklerine
Karanlık basmadan
dünyayı kapatan karanlık
Elimizde kılınç
...