Nasıl unutabilirim, ilk binişimdi uçağa.
Biletlerimizi gösterip çıkmıştık kapıdan,
bir yanımda dedem, birinde annem,
mavi bir otobüs gelip bırakmıştı bizi
kanadın tam altına. On birdi yaşım.
Gidişimiz belliydi, dönüşümüz belli:
İzmir'e gidiyorduk bir haftalığına.
İkincisi altı yıl sonra. Aklımda o da.
Okumaya gidiyorum: elimde biletim,
önümde beni bekleyen yeni bir dünya.
Körüklerden geçip gidiliyordu artık
bekleme salonundan doğru uçağa.
Sek sek oynar gibi yürüdüm gittim.
Oturup pencereden baktığımda,
arkamda sıra sıra körükler,
koca birer parmak sanki hepsi
bir şeye işaret eder gibiydiler.
Neydi söylemek istedikleri?
Neye çekiyorlardı dikkatimi?
Merak ederim arada bir hâlâ.
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem