Yaşlı bir kadın beliriverdi bir gün
metro istasyonunun girişinde
birkaç ay önce.
Dileniyordu.
Yırtık, ama bembeyazdı giysileri.
Babaannemi anımsattı bana:
korku dolu gözlerini,
son günlerini.
Adet edindim her geçtiğimde
‘Günaydın' demeyi, ya ekmek
ya para vermeyi.
Tek kelime etmedi.
Bir şeyler diyecek oldum geçende,
baktı, belliydi ama anlamadığı.
Verdiklerimi aldı,
kafasını çevirdi.
Dün geçtiğimde yerinde yoktu.
Tek bir terlik gördüm yerde.
Soluk pembe, pullu,
sol kenarında
kan kırmızı plastik bir kalp.
Küçücük, pırıl pırıl.
Her an sanki
atacakmış gibiydi.
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem