Dinlenirken sessiz, tozlu bir odada,
Taş gibi ezilmiş, kumlar gibi gezinmiş,
Küller gibi umutsuz; kuru, yıpranmış, kokusuz
Çayırlar ve bahçeler içimden geçiverir.
Vadide dikenli düşler, kara kabuklarında;
Ve bu küçük odada solmakta olan bir sedir
Çok susayacak belki, bir asır boyunca;
Bu zambaklar toprağıma hep yazı getirir.
Bu güvenli ve sıradan ölüm yuvasında,
Kabuklarına çekilmiş güller yetişir;
Bir bahçeyi yaşatabilirim soluğumla,
Elimdeki ormana bu, ninni gibi gelir.