bu kalemi sen koy
elimde ve sen
kalemi al
elim. gece
dolunaydan önce
ay görünüyor
tam. Ne eksik
karanlık bir aç
orak, şerit
gölge yemenin
bizi içeride. sonra
dağlar nefes alır
onların nane ve kederi
uzunlara karşı yeşil
yaz gökyüzü, patladılar
sıcak ekime
kahkaha, aydınlatma
narenciye ile ufuk,
pas ve kan. sen
bu bıçağı benim yerime koy
el. çekiyoruz. Biz
okyanuslar gelirken buluş
birlikte, kaldırarak
karşı ve yapışan
tuzlu suyumuzun karşısında
sınır. yaklaşıyoruz
iki ray gibi sonsuz
tek parça, bağlı
buna paralel olarak
gözlerimizi vaat ediyor
birleştirmek, uzak bir yerde
uzakta kapalı. sen
bu tüyü benim yerime koy
avuç içi. parmaklarım
yakın uçuş.