buğulu bir hüzün
kaldırıma gurup vakti çöken
susturup dudakta ayak sesimi
kelimeyi içime hapseden
bizim değil o sokak
ışıldayan gecekondu
ataerkil kara düzen
çan sesi ağırlığınca yoğurt
camı kıran mahçup top
mahalle düğünü
mendile düşen kasap
pula gülümseyen
başiş de değil
onlar biz değil
samanlik festivâl
tezi de muzdarip
giriş ücreti yüzünden
o nedenle askıda
orgazmın
sharapovik çığlığı süresiz
kırmızı karlı zifaf saatinde
bir sebepten engelli gözler
bizim değil o çarpıntı sel
seyran olmus elli yıl evvel
ertelenmiş
hasta ziyareti omzunda
yüzü kızaran Fatiha
mezarlık ayaktan ırak
ıradık ceddimizden ya
bizim değil
mabede şatafatlı girişler
açılsaydı perde secdede
pardon!
diyebilir miydi diller...
Vaha
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem