ayıklanma bekleyen tümceleri öbeklemek üzere uykularım
gidipte dönmemesinden mütevellit şehit rüyalarımın
siyah beyaz çoğu bilindik camdan atılan aptal kutusu gibi
en heyecanlı yerinde tamire çekiyor rem oto-kontrolü
unutuyorum...
tuzak kurmalı mahmutpaşa'dan alıp
enselemek için okulda yediğim cetvelin morluklarını
ekmek bağlayıp yaramazlığına iftiranın
sorgulamalıyım sebebini
patates baskısının
neden fasişt rüzgara dönüştüğünü yıllar sonra
ve
preslendiğini iki dudak arasına
hani bir de
boncuklu kız vardi ya fakülte'de
sol tarafımı mesken tutan
hayli zengin yürekli
bereseni unutttu bende yarasının
kanıyor ara da bir takılıp başına rüyanın
bana benzerdi bakışları
sibirya soğuklarını gözleriyle yakan
ve
ellerimi avuçlarında mısır gibi patlatan
dudak ıslatan ılık bir çiseydi
her merhaba deyişimiz
dün geceydi
merhaba dedi onca yıl sonra
fakat tutamadım bu kez nefesi
uçtu gitti kafesinden
o nato mermer rüyâ' oksijeni...
Vaha
This poem has not been translated into any other language yet.
I would like to translate this poem